İnception Sırları
Aslında bir sırdan bahsedebilir miyiz? Nolan'ın dehası burada ortaya çıkıyor. Gerçeği bir sırmış gibi anlatıyor. Biz aslında gerçekliğin sırrını çözmeye çalışıyoruz. İşte bu yüzden böyle adamlara deha deniyor. İzlediğimiz her şeyin bir o kadar gerçek olduğunu bilirken, aslında bir rüya görmüş gibi oluyoruz.
Gelelim insanların merak ettikleri sorulara. Filmin sır gibi gözüken fakat o kadar açık şekilde bize verilen cevaplara. Nolan hiçbir zaman seyirciyi kandırmaz. Onları ukalalıkla suçlamaz. Gerçekleri sunar ve sizin yapmanız gereken bunu en iyi şekilde almaktır. İşte deha ve dahi kavramı bu yüzden bu adama hakettiği sözcükler olduğu için pay biçilir.
-Bundan sonrası spoiler- (Filmi İzlemeyenler Okumasın!!!)
Filmin adı neden başlangıç?
Bunun aslında iki cevabı var. İlk cevap Cobb'un yeni bir başlangıç için son bir şansı var. Saito ona son bir şans sunuyor. Eğer rüyada fikir ekmeyi başarırsa ona ülkesine ve çocuklarına geri dönmeyi vaad ediyor. Yani yeni bir hayata başlangıç. İkinci cevapsa rüyalarınızın hiçbir zaman başını hatırlamassınız. Onların başlangıcı yoktur. İşte bu yüzden başlangıç. Kinayeli bir anlam gibi. Hem gerçek hem mecaz.
Bu rüya aletleri nereden çıktı diyebilirsiniz. Onun cevabınıda Nolan filmin içine koyuyor. Bunun bir ordu icadı olduğunu söylüyor. Bunun halka yasal olmayan bir şekilde sızmasınıysa mimarlara bağlıyor. Çünkü rüyaların gerçekliğine inandırmak ve fikir çalmak için her zaman iyi bir mimara ihtiyaç vardır. Cobb'da iyi bir mimar. Fikir çalmak ve ekmek zorunda kalan bir mimar.
Cobol mühendislikte neyin nesi. Neden cobb'un peşindeler derseniz onunda cevabı var. Aslında o Saito'nun paravan şirketi. Cobb'u bu yüzden tutuyor. Sanki Saito'dan bilgi çalması gerekirmiş gibi cobol mühendislik buna para ödüyor. Saito'nun rüyasına girerek ondan fikir çalmaya çalışıyor. Aslında bunlar saito'nun cobb'un yeteneğini görmek için kurguladığı bir oyun. Zaten rüyanın içinde Cobb'a bu bir seçmeydi diyor. Cobb'un yeteneklerinden çok etkilendiği için Fischer'ların varisine fikir ektirmek için onu tutuyor. Bunun gerçekleşip gerçekleşmediğini görmek içinse kendiside rüyaya girmeye karar veriyor.

Kimin rüyasına girilirse onun yansımaları her zaman karşısına bir engel olarak çıkıyor. Cobb bu yüzden mal'ın karşısına çıkmaması için ustası Miles'a giderek iyi bir mimar istiyor. Çok iyi bir mimar olan genç Ariadne'de bu yolla ekibe katılmış oluyor. Eames'ı ise hayal gücü ve taklit yeteneğinden dolayı rüyaya katıyorlar. Yusuf ise hazırladığı çok sert yatıştırıcılarla ve onları çarpmada ve ilk katmanda uyandıracak kişi olmasından dolayı ekibe dahil oluyor. Cobb ve yakın arkadaşı Arthur, fikir ekmenin başarılı olmasını bilmek içinse rüyaya katılan saito ile ekip tamamlanmış oluyor. Babasının ölümünden dolayı işlerle ilgili havayoluyla uzun bir seyahat yapmak zorunda kalan Fischer, doğal olarak Saito'nun aldığı havayolu şirketiyle bizimkilerin kucağına düşüyor ve Cobb'un evi Los Angeles'a doğru yola çıkıyorlar. Buraları uzatmaya gerek yok. Yalnızca Saito'nun vurulduğu ve öldüğü için arafa düştüğünü ve Cobb'un onu kurtarmak için 5. Katmana indiğini söylememiz gerekiyor. Zaten Nolan filmin başında çok sık başvurduğu o enfes kurgusuyla sahile vurduğu görüntüyü bize sunmuştu. Yine sahile vuruyor ve yaşlanmış Saito'un yanına gidiyor. Seni tekrar genç olduğumuz günlere götürmek için geldim diyor. Saito Cobb'un belinden çıkan silaha bakıyor ve uçakta uyanıyorlar. Ariadne doğaçlama yaparak 4. Katmanda Mal'i vurduğu için artık Cobb Mal'i ve pişmanlılarını geride bırakıyor. Gerçeğe gerçek bir insan olarak dönme şansını yakalıyor. Kafasında soru işareti olmayan bir insan ya da Mal'li anıları yok etmiş bir Cobb. Velhasıl kelam rüya içinde rüya derken fikri başarıyla Fischer'ın beynine ekiyorlar.

Şimdi diğer merak edilen sorulara gelelim. Cobb'un rüyalarda yüzük taktığını görüyoruz. Gerçekliğe döndüklerinde parmağında yüzük olmadığını görüyoruz. Fakat Cobb rüyalarla gerçeği karıştıracak durumlara geliyor. Çünkü kendi rüyalarına mal ile olan tüm anılarını eklemiş. Böylece mal onu kendi gerçeğine çağırıyor. Yaşadığı dünyanın gerçek olmadığını ancak kendisini öldürdüğü zaman gerçeğe dönebileceğini söylüyor. Cobb'un o kadar aklı karışık ki bir sahnede totem'i çevirip, kendini vurmak için silahı hazırladığını görüyoruz. Totem durduğu için rahat bir nefes alıyor ve gerçekte olduğunu anlıyor. Mal'in hikayesi zaten ortada. Rüya içinde rüyayla 4. Katmana kadar iniyorlar Cobb'la birlikte. Bilinçaltı onu rüyanın gerçek olduğuna o kadar inandırıyor ki totemini rüyasında bir kasaya saklıyor. Araf onun gerçeği oluyor. Böyle olduğu için uyanmak istemiyor. Çünkü gerçekle rüyaları artık ayırt edemez duruma geliyor. Cobb böylelikle ilk fikir ekme sanatını mal üstünde deniyor. Onun beynine ancak ölürlerse gerçeğe dönebilecekleri fikrini ekiyor. El ele tutuşarak tren yolunda intihar ediyorlar ve uyanıyorlar. Fakat mal uyandığında çok farklı bir kişi oluyor. Çocuklarını sevemiyor çünkü onun kendi çocukları olduğuna inanmıyor. Kendisi gerçeği aramayı seçiyor. Evlilik yıldönümlerinde camdan aşağı atlıyor. Gerçekle, rüyaları ayırt edemediği için aslında bilmeden intihar ediyor. Fakat üç doktordan akıl salığı yerinde raporu aldığı için onu Cobb'un öldürdüğünü düşünüyorlar. Böylece Cobb ailesinden ve çocuklarından uzaklara hapse girmemek için daha önce anlattığımız gibi Saito'nun paravan şirketinin yaptığı teklifi kabul ederek avrupaya kaçmak zorunda kalıyor.

Şimdi gelelim esas soruya. Herkesin merak ettiği soru. Filmin sonunda totem neden sürekli dönüyordu. Filmin en can alıcı noktası burası aslında herşeyi başlatan ve bitiren, insanların zihnini bulandıran ve herkesin filmden farklı sonuç çıkarmasına neden olan sahne. Dediğim gibi nolan bir dahidir. 21. Yüzyıla yakışan ve damgasını vuran en büyük yönetmen gözüyle bakıyorum ben. Zaten imdbde en düşük puanı 8.3 :) şimdi sorunun cevabına geliyoruz. Sizcede totem durmuyor mu? Cobb aslında bir rüyada mı? Nolan yapmış yapmışta filmin sonunda herşeyi mahvetmiş mi? Tabiki de kesinlikle hayır. Nolan iki yerde filmin sonunu açıklıyor aslında. Birincisi cobb'un daha öncede anlattığım totemi çevirip, silahı kafasına dayamaya hazır olduğu sahne. Totem yaklaşık 20 saniye dönüyor ve sonra sendeleyerek duruyor. İkinci sahneyse mal'in sakladığı kasayı açıp totemi çeviriyor ve totem hiç sendelemeden sürekli dönüyor. İşte size cevap filmin son iki saniyesini şimdi açın ve yeniden izleyin. Totem 50 saniye kadar rahatça dönüyor fakat son iki saniyede görüyorsunuz ki aslında totem sallanmaya ve tamamiyle durmaya başlıyor. Tamamen duruyorda fakat nolan bunu göstermiyor. Çünkü nolan size diyor ki bazen yaşadığınızdan emin olmak için sizinde kendi totemleriniz yok mu? Bazı anlar vardır onun rüya olduğunu sanırsınız. Fakat bunun gerçek olduğunu çözmek için kendinize bir tokat atarsınız. Aslında bazen gerçeği anlamanız için bu bile yetmez çünkü zihinde çekilen acıda gerçek gibidir. Biz gerçeği tam düşmek ya da ölmek üzereyken anlar ve bilinçaltımızın bize oynadığı oyunların farkına varır terler içinde uyanırız. Rüyalarımızda kendimizi öldürmeyiz. Fakat cobb gibi rüyalara giren adamların gerçeği anlaması için kendilerine ait totemlere ihtiyacı vardır çünkü bunlar kendilerini rüya sanarak gerçek hayatta öldürebilir. Siz sakın şimdi kalkıpta totem yapmaya kalkmayın çünkü bu sizi ancak şizofrene doğru uzun ve engebeli bir yola doğru götürebilir:)

Aklımdayken yazayım. Minibüs suya düştüğünde bu düşmenin etkisiyle hepsi uçakta uyanıyor. Fakat Cobb bu düşmeyi arafa Saito'nun yanına gitmek için kullanıyor. Saito silaha bakıyor o dünyanın gerçek olmadığına ikna oluyor. Daha doğrusu yarım yamalak rüyanın geri kalan kısmını hatırlıyor. Önce Cobb'u vuruyor. Hani vurunca arafa düşüyolardı diyeceksiniz. Zaten araftalar bu yüzden kendilerini vurunca gerçeğe dönüyorlar. Tıpkı mal ve Cobb'un tren yolunda ölüp gerçeğe döndüğü gibi.bu yüzden uçakta ilk Cobb uyanıyor. Daha sonra kendini vuran Saito'da uyanıyor.
Yüzük büyük ihtimal eskiden Cobb'un totemiydi. Fakat mal ölünce alıp topacı kendi totemi yaptı.