9 Şubat 2011 Çarşamba

İcralık Film- Beş Şehir

Onur Ünlü kendi tarzını yaratmış, Türk sinemasına farklı boyutlar kazandıran bir yönetmen. Filmlerinde o kadar şiirsel bir dil kullanıyor ki sinema sanatının her şeye  kadir olduğunu bize kanıtlamaya çalışıyor sanki. Beş Şehir filmi de 5 farklı insanın, birbiriyle bir şekilde kesişen hikayesini anlatıyor. Hem de en ağır, en dokunaklı şekliyle. Aslında bir melodram denemez. Çünkü Onur Ünlü öyle demiyor. Filme gerçeküstü diyebileceğimiz bazı ögeleride serpiştiriyor. İzleyince insanı etkileyen, beklide yaralayan. Böyle hayatlar ve insanlar var mı? Diye düşündüren bir film olmuş Beş Şehir. Acıyı çeken bilir. İnsanların acısı ortak olsa bile, insanlar kendi acılarını başkaları çekmiyormuşçasına yaşarlar. İnsanlar zanneder ki acı bir bende var. Hatta en büyük acı, keder dert bendedir. Sendeki de nedir ki? İşte sorulan soru hep budur. Aslında hepimiz bu soruyu sorarız. Acının tarif edilemez bir duygusu vardır elbet. Fakat paylaşılmayan acı insanı esas öldüren acıdır. Benim açıkçası aklıma birçok duygu ve düşünce geldi. Bu filmi izleyince telaffuz ederek söyleyebileceklerim şimdilik bunlar. Suçluluk ve masumluk duygusunu bir arada barındıran insanlar. Bir o kadar suçlu ama masum görünen ya da bir o kadar masum fakat suç işlemek zorunda kalan. Neresinden tutarsanız tutun aklınıza ve kalbinize bir o kadar duygu ve düşünce serpiştiren filmler listesine Beş Şehir’i de eklemek gerekiyor.

İşin ilginç yanı borçlarından dolayı film icralık oldu ve 200 bin tl gibi bir fiyat biçildi. Türk sinemasında çok büyük bir finansör sorunu olduğu bir gerçek. Yalnızca tanınan isimlerin ve komedi tarzında yapılan filmlere sahip çıkılıyor. Çünkü bunların para getireceği herkesçe biliniyor. Diğer sanat filmi olarak nitelendirebileceğimiz ya da daha doğru bir deyimle festival filmleriyse çok nadir destekçi buluyor. Hatta tek destekçileri Kültür Bakanlığı diyebiliriz. Eğer bulabiliyorlarsa bazı sponsor firmalarca da ufakta olsa bazı masrafları karşılayabiliyorlar. Bu yüzden festivalde büyük ödülü alan filmler kendisini kurtarırken, diğerleri ise açıkta kalabiliyor.

Polis, Güneşin Oğlu derken Onur Ünlü bu seferde kendine özgü diyebileceğimiz bir dramla karşımıza çıktı. Bundan sonrada çok farklı senaryolar ve projeler yapacağı çok aşikar. Fakat bir daha filmlerinin icralık olmaması dileğiyle. Filmin ilk satışı 18 Şubat’ta yapılacak. Belki arşivinize koymak için almak istersiniz:) Filmin aldığı ödüllere gelince; 46. Altın Portakal'da en iyi senaryo ve Behlül Dal Genç Yetenek Ödülü (Tansu Biçer) olmak üzere iki ödül almıştı. Film, 17. Altın Koza'da da en iyi erkek oyuncu Tansu Biçer, en iyi yardımcı kadın oyuncu Beste Bereket, en iyi yardımcı erkek oyuncu Bülent Emin Yarar, en iyi senaryo Onur Ünlü olmak üzere dört ödül almıştı.

Kesinlikle filmi izleyin derim. Türk sinemasını komedi filmlerinden ibaret değil. Bu filmleri de izleyerek Türk sineması hakkında farklı kanılara varmak gerekiyor.

Şevket: ''Sen şiir okumuyorsun! Şiir okusaydın bilirdin ki; aşık adam sınanmaz...''

Şevket: "Benim yerimde olsaydın kedicik, benim yerimde olmak istemezdin."

1 yorum:

  1. kardeşim çok başarılı olmuş bence takdir ettim seni devam et kardeşim benim..

    YanıtlaSil