8 Kasım 2011 Salı

Geçmiş ve Misafirleri

Bazen eski bir dosta rastlarsınız. Ansızın özlem kuşatır benliğinizi. Her şey değişmiş gibi gelir. Gözlerine baktığınızda maziyi görürsünüz. Siz geçmişe gitmeden geçmiş ayağınızın önüne serilir. İşte o an zaman durmuştur. Etrafınızdakiler kaybolur. Yalnızca iki kişilik bir yolculuk başlar. Derinlerden bir yerlerden hatıraları çıkarırsınız. Yosun tutmuş paslı bir kutuyu açmak gibi heyecanlıdır yaşanmışlıklar. Kendi kendini imha eden kriptodur geçmiş. Bir hakkınız vardır. Çözümü, çözümsüzlükle mümkün. Biri eskileri isterken, öbürü yenilere koşmak için saatini gözler. Anmak zaman ister, biri zaman ister, biri sanki yıllardır tutulduğu esaret hücresinden kaçmak ister. Kriptonun çözümsüzlüğü burada başlar. Geçmişi açmak için elinizde tuttuğunuz anahtarı eski dosta uzatırsınız. O kaçmak için beklediği mahzenin kapısını açar. Size gülümser, size özlemle sarılır. Son bir zafer kazanmış gibi artık veda ister. Misafir hayatımızda, misafirdir insanlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder