8 Kasım 2011 Salı

Cold Mountain






Savaş karşıtı her film izlemeye değerdir. Soğuk Dağ Amerikan iç savaşına, aşkın ve insanlığın penceresinden bakan bir yapım. Böyle olunca insanı direkt olarak etki altına alıveriyor. Çünkü savaşın anlamsızlığına kanaat getiren her insan, aşkla süslenmiş bu tarz filmlere gizli bir bağlılık duyuyordur.

Amerikan iç savaşıda her savaşın olduğu gibi tamamen duygusal nedenler çıkıyor. Güney’de Afrika’dan kaçırılıp getirilen köleleştirilmiş işçilerle pamuk, şeker kamışı ve tütün üretimi yapan çiftlik sahipleri zenginliklerini tarım üzerinden kazanıyorlar. Kuzey sanayileşme yoluna gitmiş. Köleliğin kaldırılmasını savunuyorlar. Çünkü artık onların kölelere fazla ihtiyacı kalmamış. Köleliğin kaldırılmasını savunan Abraham Lincoln’ün başkan seçilmesiyle, 11 Güney eyaleti isyan bayrağını çekiyor ve Jefferson Davis komutasında Birleşik Devletlerden ayrılma kararı alıyor. Böylece savaş başlamış oluyor. Cold Mountain’de kahramanlarımız Güney’li.

Cold Mountain’li gençler savaşın başlamasını heyecanla karşılıyor. Çünkü her erkek ruhunda savaşma isteği taşır. Üstelik Soğuk Dağ gibi bir yerde hayatında kendini kanıtlama şansını asla yakalayamayacak ve eline geçen savaş fırsatını yücelme gibi gören İnman ( Jud Lawe ) ve arkadaşları gibi. Sevdiği kadın açısından işler daha da zor. Ada ( Nicole Kidman ) daha İnman’ı tanıma fırsatı bile bulamadan, savaşa giden ve dönme ihtimali belirsiz olan bir adamı beklemek gibi bir  durumun içine düşüyor.

Film savaş ve bekleyiş arasında geçen ikilinin hikayesini en güzel şekilde anlatmış. Gerçekten izlenmeye değer ve akıp geçen 2.5 saatlik güzel bir hayat ve yol serüveni. Ayrıca filmde tanıdık yüzler görmek insanı güzel bir hoşluğun içine itiyor. Natalie Portman ve bu filmin tek Oscar’ını yardımcı kadın oyuncu rolüyle kazanan Renee Zellweger’in güzel performansı dikkat çekici yan unsurlar. Renee filmde Ada’ya yardıma gelen ve onu gerçekten hayata tutunduran Ruby karakteriyle çıkıyor karşımıza. 




Filmin en güzel sahnelerinden birineyse savaş filmlerinde sıkça görülen usta oyuncu Brendan Gleeson imza atmış. Gerçekten vurucu bir sahne.

Kötü rollerin usta adamı Ray Winstone yani savaştan kaçanları cezalandıran Yüzbaşı Teague , bizim savaşın anlamsızlığından kaçan Stobrod ( Brendan Gleeson ) ve saf arkadaşı Pangle’ı dağ başında yakalar. Her ne kadar Stobrod müzisyen olduklarını anlatsada, yanındaki saf arkadaşı fıtratından dolayı pot kırar ve asker kaçaklarının yaşadığı mağarayı tarif eder. Yüzbaşı Teague bize bir şarkı çalın der keyifle. Stobrod öleceğinin farkında son şarkısını çalar gibi çalmaya başlar.  I  I wish my baby was born. Yüzbaşı şarkıya eşlik eder. Şarkı bittiğinde sessizlik olur bizim iki kafadarı ayağa kaldırırlar. Pangle hala gülümsemektedir. Hayatı boyunca gülümsemiştir. Resim çekildiklerini zanneder. Oysa yüzbaşı onları vurmak için ayağa dikmiştir. O saçma gülüşüne son ver der. Stobrod sinirli bir şekilde son sözlerini söyler.
‘‘ O hep gülümser kötü bir niyeti yok. Ona bu dünyada gülümsemeye değer bir şey olmadığını söyledim. ’’




Cold Mountain gerçekten insana aradığı bir çok değeri sunan bir film ve bu yüzden izlemeye değer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder