Hayata başlarken yollar ikiye ayrılır. İnayet ve Doğa. Terence Mallick bize bu iki yolun kesişimde gerçekleşen olaylarla, insanlığın tüm sorgulamalarını sunuyor. Hayatın ve dinin, doğumun ve ölümün sorgusu. Genelde Doğa’nın dini ikinci plana aldığını görürüz fakat Mallick aslında İnayetin dine doğadan daha yakın durduğunu göstermiyor. İkisini eşit şekilde ele alıyor. Sinemaya bu dili aktarırken karşımıza iki temsili karakter koyuyor. İnayet’i temsilen Mrs. O'Brien ve Doğa’yı temsilen Mr. O'Brien. Bunların kesişiminde ve etkisi altında kalan çocukları hikayenin merkezinde görüyoruz.
Doğanın ve dünyanın oluşumunu anlatan kısa belgesel tadında bir senfoniyle başlıyor film. Dinazorları görüyoruz. Biri, diğerinin kafasını ezerken. Doğada işlerin nasıl yürüdüğünü anlatıyor adeta. Mr. O'Brien’ın tüm hayatı boyunca daha güçlü olmak, ezilmemek için yaptığı mücadelenin sebebini sunuyor bir karede.
Aslında iki karakterin çocuklarına doğru yolu gösterme çabalarını görüyoruz. İlk başta baba karakteri çok baskın çıkıyor. Baskı ve zorunluluklarla çocuklarına hayatın zor olduğunu ve zayıf düşerlerse, herkesin onları ezeceğini vurguluyor. Filmin sonundaysa İnayetin ve annenin zaferini görüyor gibi oluyoruz. Taşınma sırasında anne hayatın tüm güzelliğinin sevgide olduğunu anlatıyor çocuklarına. Karşılıksız ve koşulsuz sevgi.
İncil’e Eyüp’e vurgusunu anne üzerinden yapıyor. Erdemli, sabırlı, kendi başına hareket etmeyen,hor görülmeye,yaralanmaya,sevilmemeye alışkın bir anne. Fakat bağlılık duyduğu ve kendine benzeyen oğlunun ölümüyle Eyüp gibi inandığı her şeyi sorgulamaya başlıyor. Neden demeye ve sızlanmaya başlıyor. İnayet yoluna inananın sonu kötü olmaz diye öğrettiler cümlesini kurarken, oğlunun ölüm haberini almasıda artık düşüncelerinde değişimler olduğunu gösteriyor. Baba karakterinin etkisi altında kalan Jack ise dine daha uzak duruyor. Kötü olduğunu kabulleniyor. Fakat Mallick zaman içinde doğayla bütünleşen bu karakterin bize ilerleyen olgunluk dönemini Sean Penn ile gösteriyor. Büyük Jack artık neden seni ihmal ettim diyerek Tanrı’ya yakardığını görüyoruz. Aslında Mallick’in bir diğer anlatmak istediği kabullenen inayetin zamanla her şeyi sorgulayabileceği, objektif düşünce içinde olan doğanınsa zamanla yaptığı hataların farkına vararak dini hayatın merkezine alabileceğini gösteriyor.
Filmin sonundaysa küçük Jack tüm geçmişiyle yüzleşiyor adeta. Kardeşinin ölümünü sorguluyor. Neden sevgi ve inayet dolu biri kaybeder ? Kardeşleri, anne ve babasının etrafındaki tüm insanların geçmişleriyle buluşuyor. Geçmişte bir yolculuğa çıkıyor. İçinde yaşattığı doğa artık inayetle birleşiyor. Postmodern yapılar arasından gerçekliği görüyor.
Jack: Kardeşim, Annem beni senin gerçekliğine yönlendiren onlardır.
